Eski ve yeni bir binanın kesiştiği yerde koskocaman büyük bir bahçenin içinde
koşturuyordum. Ben o bahçede 8 yıl daha koşturacaktım. Başarısızlıklarımın ilerideki
başarılı olacağım alanlara engel olacağı yerin tamda merkezinde duruyordum…
En korkuncu hiçbir şeyin farkında değildim.
En korkuncu hiçbir şeyin farkında değildim.
Yaptığım bir araştırmaya göre ilkokul hayatı boyunca sevimsiz-kötü olay yaşayanlar asla yaşadıklarını unutmuyor. Yaşatılanlara olan öfke kin
bitmiyormuş gibi birde her girdiğimiz
arkadaş ortamında ağdalı bir dille anlatılıyor. Bende onlardan biriyim. Çünkü
karşılıklı iletişimim olduğu işlerimde insanları sevmem gerek, sevemedim mi o
iş benim için çok sancılı oluyor.
Bu kadar olaylardan önce çok çekingen olmam, fazla içime kapanık durmam ve bazı şeylerden korkmamı sağlayan ve baskınlığını gösteren biri vardı. Onun bana yaptıklarının yanında arkadaşlarımla geçirdiğim vakitler bana cennetteymişim hissi veriyordu. Fişlerin üzerindeki harfler çok eğlenceliydi. Cici bebe yiyerek sayfalarca yazdığım harfleri kendimce eğlenceli bir tarafını bulabiliyordum. Yanaklarım kızarana kadar arkadaşlarımla oynamanın verdiği zevki başka hiçbir şey vermiyordu.
Bu kadar olaylardan önce çok çekingen olmam, fazla içime kapanık durmam ve bazı şeylerden korkmamı sağlayan ve baskınlığını gösteren biri vardı. Onun bana yaptıklarının yanında arkadaşlarımla geçirdiğim vakitler bana cennetteymişim hissi veriyordu. Fişlerin üzerindeki harfler çok eğlenceliydi. Cici bebe yiyerek sayfalarca yazdığım harfleri kendimce eğlenceli bir tarafını bulabiliyordum. Yanaklarım kızarana kadar arkadaşlarımla oynamanın verdiği zevki başka hiçbir şey vermiyordu.
Ama her şey bu kadar güllük gülistanlık değildi. İlk okulun
ilk dönem sonu matematiğim 4 gelmişti. Her şey böyle başladı. Eğitim ve öğretim
hayatımın ilk yılları matematikten özel
ders alan öğrenci bendim. Teknolojiyi iyi değerlendirip kullanamadığım için
pekte ''popi'' olamadım ama benimde bir popim vardı sonuçta herkesin bir popisi
vardır.
Öyle bir öğretmene
sahiptim ki beden derslerinde matematik yapardı. Haklının zekinin yanında
olmaz, öğretmenler gününde alınan hediyeyi beğenmeyen sevimsiz bir kadındı. Hep başına gelmesini istemediği şeyler bizi okuturken gelmişti ve hıncını bizden
çıkartmıştı.
Özellikle annem sınıf annesi ve okula çok hakim biriydi. En yakınımızda olmasına rağmen kötü kadının sevimsiz
tavırlarını bilemediğimiz sorularda yediğimiz sözlü saldırıyı ve şiddeti
şikayet edemezdik.
Gelelim yıllardır o korku dolu yaşadığım boyumdan büyük
psikolojik şiddeti anlatmaya;
Ders zili çalardı , hepimiz yerimize geçerdik. Sınıfı bir
sessizlik ele alırdı. Bu sessizlik bana göre kötü kadın alametinden önceki sessizlik ,Kötü Kadın
öğretmenim için kuzuların sessizliğiydi. Hiç unutmayacağım ince uzun kalem
kutusu ve kırmızı kalem tebeşirliği vardı. Derse girer girmez onları
çıkartırdı. Sonra hepimizin nesilden nesile eline aldığı matematik kitaplarını
açardı. Düşmanla karşı karşıya gelen bir savaşçı bakışıyla yakın gözlüklerinin üstünden
dik dik bakardı. O sırada asla göz göze gelmemeye çalışırdım. İsmimi alaylı bir
dille söylerdi. Bacaklarım titrediği için yürümekte zorlanırdım.Benim için
tahtaya doğru yürümek dünyanın en uzun yoluydu. Tahta çok büyüktü soruyu
yazdırır , beklerdi bende beklerdim. Önce tahtaya bakardım sonra arkadaşlarıma
dönüp bakardım, sonra kötü kadına…
Sınıf öyle sessiz olurdu ki o sırada vücudumun tamamen titrediği duyulurdu. Kötü kadın sandalyesini iter küçük kıza doğru yürür onun boy hizasına doğru eğilir ve FIGHT!
Sınıf öyle sessiz olurdu ki o sırada vücudumun tamamen titrediği duyulurdu. Kötü kadın sandalyesini iter küçük kıza doğru yürür onun boy hizasına doğru eğilir ve FIGHT!
Meşhur tebeşiriyle
önce şakaklarımdan vurur ya da işaret parmağını büzüp kafama vururdu. Bir anda
bağırmaya başlar okuduğunu anlamıyor musun , sen hiç mi yapamayacaksın nasıl
anlayamazsın derdi. Bende deli gibi ağlar yapamıyorum anlamıyorum çözmek istemiyorum
derdim. Aniden yelkenlerini suya indirir bana nasıl yapıldığını
gösterirdi. Siniri saman alevi gibiydi. Ne oldu ne bitti ben daha anlayamadan
beni paket edip yerime oturturdu ve sıramı savdım diye rahatlardım.
Bana karşı fazla şiddetini gösteremezdi. Ne yazık ki fazlasını gösterdikleri de vardı. Annem sınıf annesi ,müdür yardımcılarıyla çok iyi anlaşır, o kul aile birliğinde çalışırdı .Annem kızı öğrensin diye her hafta ona para veriyor.Bu yüzden bana karşı şiddetinde ölçülü davranırdı. Bazı arkadaşlarımın kafasını sürterek tahtaya vururdu. Bu kadar kötü bir öğretmeni neden şikayet edemedin nasıl söyleyemedin ya da sınıftan kimse mi şikayet edemedi diye sorabilirsiniz. Hepimiz sevgiyle büyüyen çocuklardık ve korkunun şiddette bu denli susturucu yansıdığını ilk defa görüyorduk .Çok korkardık ondan onun yapacaklarından. İlginçtir ki sevgisini de gösterirdi. Ama bizi sarıp sarmalamazdı onun sevgisi sözlüydü. Bazen güldürür komik fıkralarda anlatırdı. Sanırım biraz ruh hastasıydı. Aramızda onunla ilginç bir bağ vardı.
Tahtaya yazdırdığı soruları yamuk yazarsanız dalga geçer , saçma bir üslupla uyarırdı.
Cevaplara gelirsek onunla geçirdiğim 5 yıl matematik derslerinde sadece 4 işlemlerde yapabildim. Onun dışında çözebildiğim soru pek görülmemişti. Özel ders aldığım için yüksek not veriyor , notumu söylediğinde de hak etmiyormuşum iması yapıyordu. Korktuğum için asla yapamıyorum diyemezdim. Çünkü korkunun nasıl bir şey olduğunu öğrenerek büyümedim. Ama nerden bilebilirdim korku insanı nasıl değiştiriyor ne fedakarlıklar yaptırtıyor ya da nelere vebal oluyor hepsini yaşaya yaşaya öğrendim.
Ne zaman matematik dersi biterdi o zaman benim için eğlence başlardı ve bir anda her şeyi unuturdum.
Derste ve
teneffüste size yapılacakları
seçenekler halinde sunardı ama siz istediğinizi
seçemezdiniz onun istediği tercihlerde davranabilirdiniz. Olduğumuz gibi
olabilme şansı arardım. Bana sunulan seçeneklerde mecbur bir kalıpta sıkışıp
kalmak istemezdim. Ama bu mecburi davranışlar içimde fark edemediğim yaratıcı
yönümü geliştirmiş ve kötü kadından kurtulduğumda ilgilendiğim her alanda
kendisini göstermişti.
Bu seçenekler bazen can sıkıcı sonuçlar doğurabilirdi. İlk
okul 2 ya da 3.sınıfta müzik dersi sözlüsündeyiz . Flütü yanında olanlar
tahtada sıraya girecekler olmayanlar resim yapsın onlara yıldız vereceğim
demişti. Benim yanımda hem resim defterim hem de flütüm vardı. Ben tercihimi resim yapmaktan yana kullanmıştım. Tahtaya
kalkanlar tek tek azar yiyip not
alıyorlardı. Ben ve arkamda oturan birkaç kişide resim yapıyorduk. Birden flüt
çalanların önünden kalkıp siz niye düzgün çalamıyorsunuz diye hepimize
sinirlenmeye başlamıştı. Flütünü ‘’başka’’ getiren varsa o da çalsın demişti. Hiç
oralı olmamış resmimi yapmaya devam ediyordum ki arkamda oturan bir hayvan
evladı ‘’öğretmenim asi kızın çantasının kenarından flütü gözüküyor, bilerek
kalkmadı demişti. Kabahat işlemişim gibi beni tahtanın önüne çağırıp azarlayıp
yine herkesin önünde ağlamama sebep olmuştu. Daha sonra Kötü kadın benden iki parça çalmamı istedi
bende ona inat kitaptaki tüm şarkıları çalmıştım. Nefesimin yetmediği
duraksadığım zamanlar bittiğini zannedip sürekli teşekkür ediyordu .Ama ben
durmuyor yeni parçaya geçiyordum. Dersin sonuna kadar sanırım 45 dakika flüt
çaldım.
Kendi özgür seçimim konusunda yediğim ilk azardı. Bu olay korkutulduğumda karşı savunma yapmayı da öğretmişti. Ona istediğinden daha fazlasını verip al kulaklarına sok dercesine seçimlerimde bir kabahat olmadığını göstermek istemiştim. Bana sadece gülümseyip notumu vermişti. Hem resimden hem de müzikten tam puan vermişti.
Meğersem korkutup üstümüze geldiğinde ona karşı savunma yapmamızı istiyormuş. Haksızlığa karşı asla susmayan ucunda bana zarar gelecekse bile kendi hakkımı da haklı olanında savunmasını yapmaya başlamıştım. Artık çekingenliğim yoktu konuşmayı öğreniyordum. Sadece arkadaşlarımla olan iletişimim değil her yaştan kesimle sohbet edebilmeyi yeri geldiğinde küçük bedenime inat savunma yapmayı da ihmal etmiyordum.
Kendi özgür seçimim konusunda yediğim ilk azardı. Bu olay korkutulduğumda karşı savunma yapmayı da öğretmişti. Ona istediğinden daha fazlasını verip al kulaklarına sok dercesine seçimlerimde bir kabahat olmadığını göstermek istemiştim. Bana sadece gülümseyip notumu vermişti. Hem resimden hem de müzikten tam puan vermişti.
Meğersem korkutup üstümüze geldiğinde ona karşı savunma yapmamızı istiyormuş. Haksızlığa karşı asla susmayan ucunda bana zarar gelecekse bile kendi hakkımı da haklı olanında savunmasını yapmaya başlamıştım. Artık çekingenliğim yoktu konuşmayı öğreniyordum. Sadece arkadaşlarımla olan iletişimim değil her yaştan kesimle sohbet edebilmeyi yeri geldiğinde küçük bedenime inat savunma yapmayı da ihmal etmiyordum.
Artık isyan etmem gerekiyordu. Çünkü o gün gelmişti ve birinin bu kadını durdurması
gerekiyordu. Bir gün derste
birden bire kalkıp inanılmaz düzgün bir üslupla haklı isyanımı anlatmaya
başladım hatta tahtaya geçip kendi sahnemde her bir arkadaşım içinde gerekli
savunmaları yapmıştım.’’Beni çoktan
savunmuş olan bir annem ve babam orda değillerdi. Yıllardır bu anı
beklerlermiş gibi herkes sus pus gülümseyerek bana bakıyordu.
Kadın ama ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum tarzında hiçte kıçıma takmadım bu sözlerini şeklinde beni yine paket edip yerime oturtmuştu. O saatten sonra ağlamamayı öğrenmeye başladım. Beni tahtaya ne için kaldırırsa kaldırsın yapamıyorsam derin bir nefes alıp bu soru bana göre değil ,tarzım değil şeklinde dalga geçmeye başladım. Korkularımla bazen dalga geçip değer vermemem gerekiyormuş. Bunu da öğrendim.
Kadın ama ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum tarzında hiçte kıçıma takmadım bu sözlerini şeklinde beni yine paket edip yerime oturtmuştu. O saatten sonra ağlamamayı öğrenmeye başladım. Beni tahtaya ne için kaldırırsa kaldırsın yapamıyorsam derin bir nefes alıp bu soru bana göre değil ,tarzım değil şeklinde dalga geçmeye başladım. Korkularımla bazen dalga geçip değer vermemem gerekiyormuş. Bunu da öğrendim.
Yenemediğim şeyler vardı. Bana bir sorumluluk verilmek
istendiğinde yanaklarım kızarır ellerim üşümeye başlardı. Nasıl yapacağım annem
nerede demek isterdim. Korkardım ve stresimi ön planda tutardım. Kötü kadının
bende bıraktığı izler vardı . Kaç yaşımda olursam olayım yaşadığım iyi kötü her
durumda ağlayan kızın korkusu vardı.
Ne zaman kötü öğretmenin devri bitti mutluluk bir gökkuşağı
gibi doğdu. Asi yazarımız kötü kadının izlerini yok etmeyi öğrenmeye başladı
ona öğreten birileri vardı. Sonunda kendini bulmaya başlamıştı.
Asi yazarımız onun böyle biri olduğunu ve ona yaptıklarını asla unutamazdı. İlk okul öğretmenlerini aşkla anlatanlara hep gıpta etti. Hiçbir çocuk sevgiyle verilen korkuyla büyütülmemeli. Temeli sarsılmamalı. Eğer yaşayacağı varsa da ,aldığı derslerle o asla öyle birine dönüşmek istemeyecek öyle olanların hayatını düzeltecek ve tek olan gerçeğin onun bulmasını bekleyecek.
Herkesin yeniden kötü izler olmadan doğması dileğiyle.
Teşekkür ederim korkularımla yüzleşirken güçlü olmam gerektiğini bana öğrettiğin için sen benim en iyi kötü kadın öğretmenimsin.
Asi yazarımız onun böyle biri olduğunu ve ona yaptıklarını asla unutamazdı. İlk okul öğretmenlerini aşkla anlatanlara hep gıpta etti. Hiçbir çocuk sevgiyle verilen korkuyla büyütülmemeli. Temeli sarsılmamalı. Eğer yaşayacağı varsa da ,aldığı derslerle o asla öyle birine dönüşmek istemeyecek öyle olanların hayatını düzeltecek ve tek olan gerçeğin onun bulmasını bekleyecek.
Herkesin yeniden kötü izler olmadan doğması dileğiyle.
Teşekkür ederim korkularımla yüzleşirken güçlü olmam gerektiğini bana öğrettiğin için sen benim en iyi kötü kadın öğretmenimsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder